Boş Koltuk

J. K. Rowling benim çok özendiğim yazarlardan biri, duyduğuma göre son kalan parasıyla bir cafeye oturup kahve içip yazmaya başlar ve Harry Potter serisi böyle ortaya çıkar. Muazzam bir hayal gücü... Harry Potter serisinin tamamını okumadım aslında ama okuduklarım yetti bu kanımın oluşmasında. Kitaplığımda olmasını istediğim bir seri ve müsait zamanda okuyacağım hepsinin inşallah...

Yazar, yine duyduğuma göre Boş Koltuk'u başka bir isimle yayınlıyor ve kitap sadece kırkyedi (47) adet satıyor. Daha sonra yazar kimliğini açıklıyor ve kitap Harry Potter serisi kadar olmasa da oldukça popüler oluyor. Bana kalsa J.K. Rowling hep fantastik eserler üretsin, Harry Potter gibi seriler olsun. Seviyorum fanstastik romanları... Bu lafımdan  Boş Koltuk'un boş bir kitap olduğu çıkmasın sakın ha...




Bazı kitaplar bazı insanlar için yanlış zamanlara denk geliyor, benim için öyle oldu. Kitap bir vefatla başlıyor, amcamın acısı içimde hala taptaze dururken, üstüne babam için de böylesine endişelenirken okumamalıydım ama başladım bir kere... Başlarını ağlaya ağlaya okudum, yarıda bırakmak istedim ama yok, başladım devam etmeliyim dedim. 

Barry Fairbrother'ın ölümünün ardından kimilerinin koltuk sevdasına düşmesi, kiminin bunu dedikodu malzemesi olarak kullanması beni ciddi yaraladı. Amcamın vefatının ardından biz de benzer olayları yaşadık, amcamın ardından bize miras soranlar, baş sağlığı dilemek yerine çok çekti diyenler, baş sağlığı dilemeye gelip de dedikodu yapanlar, yapılan ikramları sayanlar, yengemin hastalığı ağırlaşmasın diye acımızı içimize gömmemizi ve onbeş senelik dost dediğimin acımın etkisiyle söylediğim bir şeyi kafaya takıp beni hayal kırıklığına uğratması... Çok üzüldüm vesselam, yazarın yazdıklarıyla bir daha üzüldüm.

Kitabın ortalarına doğru da Barry Fairbrother ve ailesine üzülmeyi bırakıp, Krystal Weedon'a üzülmeye başladım, hep kurtulması için bir umut besledim. Barry Fairbrother bir hayaletti kitap boyunca ama Krystal Weedon benim için daha elle tutulur bir karakter oldu... Robbie'nin de her hali içimi dağladı. Bu yazdıklarımı da ancak kitabı okuyanlar bilir, okuyacaklar için yine ayrıntıya girmiyorum.

'... insanın kalbine hayatta olan çocuklarının minik hayaletlerinin yerleşmesinin ne kötü olduğunu düşündü; çocuklar büyümelerinin sürekli bir matem hissi yaşattığını asla bilemezlerdi, bilseler de bundan nefret ederlerdi.'



Boş Koltuk ağır akan ama okuduğuma memnun olduğum bir kitaptı, Ocak ayı içerisinde bitirmeyi planlıyordum ama yine koşturmacalarım yüzünden bir ay süründü elimde. Sabah 4'te bitirdim kitabı, hüngür hüngür ağlayarak, gidip Ahmet Eymen'i uyandırıp ona sarılasım, onu çok sevdiğimi söyleyesim geldi. Her insan sevildiğini bilmek ister ve sevgisizlik kötüdür. 

'Doğa neden öyle bir kap yaratsındı ki, içine daha değerli bir şey koymayacaksa?'









Yorumlar

Popüler Yayınlar