Porsuk Ağacı Cinayeti

Polisiye gerilimleri hep sevdim, sanırım hayatımın sonuna kadar seveceğim. Ancak buna rağmen onlarca ama onlarca okumadığım kitap mevcut. Nasıl bu eksik kapanır, hayatım boyunca böyle okumak istediklerime yetişemeyecek miyim, bilmiyorum. Ortalama bir insana göre fazla okuduğum söyleniyor ama bana hiç yeterli gelmiyor. Bu da bir okur için iyi bir şey sanırım. Daha çok okuma isteğinin var olması güzel.

Miss Marple serisi de bu okumak isteyip de henüz okuyamadıklarımdan mesela. Çok sevdiğim bir türe dair önemli eserlerden bir kısmını okumamış olmak elbet kötü. demek oluyor ki daha çok okumak lazım :)

Porsuk Ağacı Cinayeti sanırım üniversite yıllarımda almış olduğum bir kitaptı. Bir kaç kere elime okumak ümidiyle elime almışlığım da vardır ama en son Mayıs ayında elime aldığımda bitirme fırsatı buldum. 

Bu kitap için Miss Marple serisinin en iyisi diyorlar, muhtemelen doğrudur. 175 sayfa olan bu kitap oldukça hızlı ve güzel bir şekilde kurgulanmış. Katilin kim olduğunu her seferinde anlayardan mısınız bilmiyorum ama ben bir kaç sefer farklı ihtimaller üzerinde emin olup, sona doğru katilin kim olduğu kanısına vardım. Polisiyelerde en sevdiğim şey yazarın şaşıtrmacaları... bazı kitaplarda o şaşırtmaca o kadar kötü yapılıyor ki kitabı sırf bitirmek için okumak durumunda kalabiliyorsunuz.

Biraz konusundan bahsedeyim Rex Fortescue ani bir şekilde vefat eder, polisler bunun cinayet olduğu kanısına varır ve Müfettiş Neele bu olayı araştırmaya başlar. Cebinde bir avuç çavdar bulunan Rex Fortescue'nun cinayetinde içtiği çay mı sorumludur yoksa başka sebepler mi var, adım adım keşfediyorsunuz.

Yaz kış merakla okunabilecek bir kitap, meraklılarına tavsiye edeceğim gibi, şu an yaz olması sebebiyle güzel bir şezlong kitabı da olabilir. Tabii ki Agatha Cristie'yi basit yazarlar kategorisine eklemeyerek :)

Sanırım bir süre polisiyelere ara vereceğim, ilerleyen günlerde hem kitap kulübüne dair hem de kendi seçtiklerimden kitaplar da ekleyeceğim.

Bu ay okuduğum diğer polisiye için tık tık!