Paris'te Balayı

Daha önce bu bloğun devam edip etmemesi konusunda biraz kararsızdım. Bu yazı ile beraber kararsızlığımın ortadan kalkmış olduğunu görüyorsunuz. Burası daha sakin, sessiz, daha terapi gibi. Buraya yazmak çok daha iyi geliyor ruhuma sanki :)



Paris'te Balayı yazmayı fazla bekletmek istemediğim kitaplardan biri, diğerlerinden öne çıktı. Bu kitabı sanırım yaz başı, tatilde okurum düşüncesiyle satın almıştım. Ancak gezmekten fırsat bulamadığımı itiraf etmeliyim. Zaman zaman popüler kitaplara karşı tepki duyuyorum, herkesin elinde, acaba gerçekten bu kadar iyi mi düşüncelerinin yanı sıra bir de gerçekten bu kadar çok satılmayı, beğenilmeyi hak ediyor mu acaba düşüncesi? Biraz merak, biraz kafa dağıtmak işte :) Kitaplığın bir yerlerinde unutlmaya yüz tutabilirdi aslında. Unutmuştum aldığımı? Bu ara farklı farklı kitapları birlikte okuyorum, o yüzden sanırım yoruldum biraz. Yetmezmiş gibi araya ne sıkıştırsam, ne sıkıştırsam diye düşünürken aklıma geldi ve çok kısa bir sürede bitti. 

İsmi beni çok cezbetmişti alırken, Paris'te bir balayı kim istemez? (Bu cümle ile beraber inşallah Paris'e ikinci balayı niyetine bir tatile çıkarız duası koptu içimden. ) Bu tarz kitapların en güzel yanı ciddi manada kafa dağıtmaları. Bu da öyle oldu, hem kitabın harmonisi bana iyi geldi. Ağır, hüzünlü bir hikaye değil. Romantik komedi tadında da değil. İki farklı zamanın hikayesi bu kitap. Oldukça da güzeldi. İçimdeki sıkıntıları bir köşeye koydum, koşturmacalarımı, çabalarımı, hepsini dışarıda bıraktım ve girdim kitabın içine. Bir kahve ile bititilecek kısa bir kitap olmasının da etkisi büyük. Çocuklu hayatımda tek oturuşta bitirebildiğim nadir kitaplardan. 

Romanlara doyduğumu artık kendimi bilgiyle donatacak kitaplar okumak istediğimi düşündüğüm halde okumak istedim ve iyi ki de okumuşum dedim. Bu yüzden tavsiye ederim. Okumakla boşa zaman harcadığımı düşünmüyorum. Tabii ki edebi anlamda çok daha doyurucu kitaplar var, ama bu da bir kayıp zaman kitabı değil kesinlikle. 

Jojo Moyes'ın ilk iki kitabı duruyor aslında ama onlar hakkında çok ağladım tarzı yorumları okuduğum için okumak istemedim. İşte yorumların insanı nasıl etkilediğine dair kanıt! Okumak istesem de sırf hüzünlü olduğunu düşündüğüm için elim gitmiyor o kitaplara. Onları ne zaman okuyabilirim bilmiyorum. Ama bu kitapla Jojo Moyes'u biraz tanımış oldum ve devam kitabı Arkanda Bıraktığın Kadın'ı da okuyacağım muhtemelen. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar